Tansiyon, baş ağrısı yapmadan da yükselebiliyor
Baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı ve bulanık görme… Kan basıncının yükselmesiyle ortaya çıkan ve kimi zaman önemsenmeyen bu belirtiler pek çok organa ciddi boyutlarda zarar verebiliyor. Ancak pek çok yaş aralığında rastlanabilen yüksek tansiyon, bu sayılan belirtileri her zaman göstermeyebiliyor!
Yüksek tansiyon, kan basıncının yükselmesi sonucu meydana gelerek vücutta pek çok organın işlevini yitirmesine dahi sebep olabiliyor. Baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, bulanık görme gibi belirtilerle kendini gösteren yüksek tansiyon, kalpte damar tıkanıklığına, kalp kasında kalınlaşmaya ve kalp krizine; beyinde ise damar tıkanıklığı ve beyin kanamasına yol açabiliyor. Yüksek tansiyon ayrıca gözlerde küçük kılcal kanamalara neden olup kalıcı görme kaybı da oluşturabiliyor. Büyük tansiyonun 140 mmHg ve üzeri küçük tansiyonun ise 85 mmHg’ ve üzerinde olması yüksek tansiyon olarak kabul ediliyor.
Herkeste baş ağrısı olmayabiliyor
Yüksek tansiyonun belirtileri arasında baş ağrısı ilk sıralarda yer alıyor. Ancak aniden değil de zaman içinde yavaş yükselen tansiyonda baş ağrısına hiç rastlanmayabiliyor. Bu esnada tansiyonun baş ağrısı yaratmadan sinsice yükselmesi, kişilerin damarlarına ciddi ölçüde zarar verebiliyor. Kişi ne olduğunu anlamadan göz, beyin, kalp damarları ve böbrek damarlarında kalıcı hasarlar oluşabiliyor.
En çok böbrekler etkileniyor
Böbrek yetersizliğinin en önemli sebeplerinden biri yüksek tansiyon… Tansiyon yükseldiğinde böbreklerde bulunan kan damarları hasara uğruyor, böbreklerin kanı süzme görevi olumsuz etkileniyor. Yüksek tansiyonu olan kişilerin yaklaşık yüzde 30’unda böbrekler az ya da çok hasar görmüş oluyor. Ancak sağlık sorununun farkına erken varılırsa, böbrekler için ayrı bir tedavi yöntemi sağlanabiliyor.
Fazla kilo ve hareketsizlik yüksek tansiyona davetiye çıkartıyor
Yüksek tansiyonu olan kişiler, beslenme tarzını değiştirerek kiloya dikkat ederek ve yeterli ölçüde hareket ederek sağlıklı bir yaşam sürebiliyor. Yapılan araştırmalar, fazla kilolu olmak ve yüksek tansiyon arasındaki bağlantıyı açıkça ortaya koyuyor. Bu nedenle bu kişilerin mutlaka kilo vermesi, beslenme uzmanı ve hekim kontrolünde diyet ve spor yapması önem taşıyor. Günde 15-20 dakikalık hafif tempolu bir koşu veya yarım saatlik hızlı tempoda yürüyüş metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı oluyor.
Tuz alımını durdurun!
Yüksek tansiyonu olan kişilerin beslenme listesinden tuz ve tuzlu gıdaları çıkarması özellikle basit karbonhidrat içeren gıdalardan uzak durması büyük önem taşıyor. Tüketilen besinlerin içeriğindeki tuzdan fazlası zararlı oluyor. Bunun yanı sıra sigara ve aşırı alkol tüketiminden uzak durmak, mümkün olduğunca stresten kaçınarak sakin bir hayat sürmek öneriliyor.