Sağlık Haberleri

Bahar Ayları Cilt Bakımının Tam Zamanı

Peeling’den PRP’ye cilt bakımı yöntemleri
 
Kışın soğuklar bizi hasta ediyor. Rüzgar, yağmur, kar bir yandan bastırırken kalorifer, klima gibi ısıtıcılarla ısınmaya çalışıyoruz ama nemi düşürüyoruz. İçimiz ısıtıyoruz ama böyle cildimizi de kurutuyoruz. Kışın hava şartları cildimizde kuru ve mat bir görünüme neden olurken cildimiz dış etmenlere karşı daha savunmasız hale geliyor. Yıpranan cildimiz kırışıklıkları belirginleştirirken yorgun ve yaşlı görünmemize yol açıyor. İlkbahar geldiğinde ise doğa canlanırken cildimiz de canlanabilir. Cildimize canlı ve parlak bir görünüm kazandırmak uyacağınız basit kurallarla çok kolay. Siz de günlük cilt temizliğinize ve beslenmenize özen göstererek bu baharda cildinizi canlandırabilirsiniz. Cilt uzmanlarınca yapılan basit uygulamalarla da bu baharda cildinize daha da bakımlı bir görünüm kazandırabilirsiniz. İşte baharda cildi yenilemenin püf noktaları...
 
 
Sabah-akşam cilt temizliği
 
Her zaman olduğu gibi bahar aylarında da cilt bakımının birinci basamağı ve vazgeçilmez olanı, cilt temizliğini iyi yapmak. Bu nedenle temizleyici ürünleri günde 2 kez düzenli olarak uygulamaya özen gösterin. Cilt tipinize göre (yağlı, kuru ve karma cilt) dermatoloğunuzun önereceği uygun temizleyicilerle cildiniz daha canlı, siyah noktalarından arınmış ve parlak görünecektir. Aynı zamanda doğal tonikler de özellikle yağlı ciltlerin bakımında gözeneklerin daha iyi temizlenmesine yardımcı oluyorlar.
 
Hangi cilt nemlendirici daha uygun?
Kışın kuruyan ve yıpranan cildinizi cilt tipinize uygun nemlendiricilerle canlandırmanız çok önemli. Bunun nedeni ise nemlenen cildin daha canlı ve sağlıklı görünmesi. Kullanacağınız ürünlerin hyaluronik asit, A, E, C vitaminleri, aloe vera veya shea yağı içermesine özen gösterin.
 
Bahar güneşi tehlikeli olabilir!
 
Özellikle baharın ilk güneş ışınları cildimize her zamankinden daha fazla zarar verebiliyor. Güneş koruyucular cildimizi zararlı ultraviyole ışınlarından koruyarak hem cilt yaşlanmasını önleyen, hem de cilt kanserlerinden korunmamızı sağlayan ürünlerdir. Güneş koruyucu ürünleri sokağa çıkmadan 20-30 dakika önceden sürmeniz ve 3 saat aralıklarla yenilemeniz gerekiyor. Koruyucunuzun en az 50 faktörlü olmasına da dikkat edin.
 
Çay-kahve değil, saf su için
 
Günde en az 8 bardak su içerek vücudunuzu toksinlerden arındırıp, cildinizin daha nemli ve sağlıklı görünmesini sağlayabilirsiniz. Ancak unutmayın, kış şartlarında kuruyan ve kırışan cildinizin sıvı ihtiyacını saf sudan karşılamalısınız; çay, kahve veya meyve suları doğru seçenekler değil. Aşırı çay veya kahve tüketimi tam aksine diüretik etki yaparak vücuttan daha çok su atılmasına neden oluyor.
 
Antioksidandan cilt hücrelerini besliyor
 
Vücudumuzun normal metabolik faaliyetleri sırasında ortaya çıkan ve sağlıklı hücrelere saldırarak yapılarını bozan moleküller olan serbest radikaller cilt kalınlığının azalmasına, kırışıklıklara, lekelere ve ciltte sarkmalara neden oluyor. Antioksidanlar ise bizi serbest radikallerin bu zararlı etkilerinden koruyor. Cilt dolaşımını arttırıyor, cilt hücrelerinin büyümesini hızlandırıyor, güneşin zararlı etkilerini önlemeye yardımcı oluyor ve cildi yaşlanmaya karşı koruyorlar.
 
Cildin sevdiği vitaminler
 
A vitamini: Dokuların bakımı ile onarımını sağlıyor ve yeni hücre oluşumuna katkıda bulunuyor. A vitamini karaciğer, süt, yumurta, kayısı, havuç, bal kabağı, yeşil kabak, kara lahana, ıspanak ve kavunda bolca bulunuyor.
 
C vitamini: Cildi güneş ışınlarının zararlı etkilerinden koruyor, cildin kollajen üretimini artırıyor, daha pürüzsüz ve canlı olmasını sağlıyor. C vitamininin bolca bulunduğu besinler arasında yer alan maydanoz, kivi, portakal, çilek, yeşilbiber ve brokoliyi sofranızda düzenli olarak bulundurun.
 
E vitamini: Serbest radikaller ile savaşarak yaşlanma sürecini geciktiriyor, cildi nemlendiriyor ve kırışıklık oluşumunu azaltarak cildin daha sıkı hale gelmesini sağlıyor. Ayçiçek çekirdeği, avokado, kuşkonmaz ve lahana E vitamininden zengin besinler arasında yer alıyor. Ara öğünlerde de günde mutlaka bir avuç tuzsuz ve kavrulmamış badem, ceviz ve fındık gibi kuru yemişleri tüketmeyi ihmal etmeyin. Bu yemişlerin E vitamininden zengin içerikleri cildinizin derinden nemlenmesine yardımcı oluyor ve sağlıklı bir ışıltı kazandırıyor.
 
Sigara kan dolaşımına engel
Sigara cildin kan dolaşımını bozuyor. Yenilenemeyen ve toksinlerden arınamayan ciltte de kuruluk ve kırışıklıklar oluşuyor.
 
Hareketsiz kalmayın
Baharla birlikte havanın ısınmasıyla dış mekan aktivitelerini çoğaltmalı, daha hareketli bir yaşamı hedeflemelisiniz. Spor cilde gelen kan akımını artırıyor ve böylece derinin beslenmesi artıyor, cildimiz canlanıyor. Spor ayrıca terleme yoluyla vücuttaki toksinlerin hızla atılmasına da yardımcı oluyor. Haftada en az 3 gün yapacağınız spor aktivasyonlarıyla cildiniz daha sıkı ve daha parlak görünecektir.
 
Cilt bakımı için…
Cildinizi bahara hazırlarken tüm önlemlerin yanında sağlık uzmanlarından da yardım alabilirsiniz. Cildinizde kalıcı çizgiler, lekelenmeler, tüylenmeler, çökmeler ve sarkmalar, damar genişlemeleri olmuşsa mutlaka dermatoloji uzmanına başvurmalısınız. Uzman doktorun yapacağı değerlendirmeler sonrasında size özel tedaviler belirlenecektir. Peeling, mezoterapi, PRP, dolgu ve lazer yöntemlerinden faydalanarak sağlıklı ve daha genç görünen canlı bir cilde sahip olabilirsiniz.
 
Hangi cilt bakımı ne işe yarıyor?
Peeling: Peeling kimyasal solüsyonlar sürülerek cildin en üst ölü tabakasının soyulması ve kendini yenilemesi işlemidir. Özellikle meyve asitli peeling ve enzim peeling uygulamalarında yoğun soyulma olmuyor ve günlük yaşamda sorun yaratmıyor. Peeling uygulaması sonrasında sağlıklı görünen, pürüzsüz ve parlak bir cilt tonu sağlanıyor. Ayrıca ölü tabakadan arınan ciltte kremler daha iyi emiliyor ve daha etkili sonuçlar elde edebiliyor. Peeling uygulamaları 1-2 hafta aralıklarla 6-7 seans şeklinde gerçekleştiriliyor.
 
Mezoterapi: Mezoterapi; vitamin, mineral, aminoasit ve ilaçların orta deri tabakasına verilme işlemidir. Yüz, boyun, el ve dekolte bölgelerine yapılan mezoterapiyle cilt yenileniyor, ince kırışıklıklar ve lekeler gideriliyor. Cilt canlanıyor, besleniyor ve daha parlak, daha sağlıklı görünüyor. 2-3 hafta aralıklarla, 3-5 seans uygulanması yeterli geliyor.
 
PRP: PRP yöntemi, yani trombositten zenginleştirilmiş plazma uygulaması, kişinin kendi kanından elde edilen trombosit adlı hücrelerin ve büyüme faktörü içeren zengin plazma sıvısının cildin orta ve alt tabakalarına küçük enjeksiyonlarla uygulanma işlemidir. Ciltteki dolaşım artıyor, kollajen ve hyaluronik asit üretimi tetikleniyor. İlk seanstan sonra ciltte canlılık, parlaklık ve dolgunluk görülüyor. PRP işlemi 2-4 hafta aralarla, 3-6 seanslık kürler şeklinde uygulanıyor.
 
Dolgu uygulamaları: Dolgu uygulamaları ciltteki çöküntüleri, hacim kayıplarını, kırışıklıkları deri altına ve kemik üstüne uygun maddeler ile enjekte ederek giderme yöntemidir. Genellikle son yıllarda hyaluronik asit içeren dolgu ürünleri kullanılıyor. Hyaluronik asit insan vücudunda doğal olarak bulunan bir maddedir. Zamanla vücudun hyaluronik asit üretme kapasitesi azalıyor. Bu eksiklik dolgu uygulamalarıyla tamamlanıyor. Dolgu maddeleriyle cildin su tutma kapasitesi artıyor ve cildin nemlenmesi sayesinde cilt kalitesi artıyor. Uygulanan ürüne ve uygulama yerine bağlı olarak değişebilmekle birlikte dolgu işlemi, genellikle 6-12 ay etki gösteriyor.
Kayıt Tarihi: 11.04.2023        Görüntülenme: 941