Sağlık Haberleri

Verem Hastalığı Nedir? (Tüberküloz)

Verem Hastalığı Neden Olur? Tüberküloz Nasıl Yayılır?

Verem hastalığı yani akciğer tüberkülozu havaya salınan mikroskobik damlacıklar yoluyla insandan insana yayılan bakterilerden kaynaklanır.

Bu salınma, aktif tüberküloz formuna sahip ve tüberküloz tedavisine henüz başlamamış bir kişi güldüğünde, hapşırdığında, konuştuğunda, öksürdüğünde, şarkı söylediğinde veya tükürdüğünde gerçekleşebilir.

Bir kişinin enfekte olabilmesi için bu salınan mikroplardan sadece birkaçını soluması yeterlidir. Tüberküloz bulaşıcı olmasına rağmen, kolaylıkla yayılan bir hastalık değildir. Bir yabancıdan verem kapmak zordur, daha çok birlikte yaşanılan bir kişiden diğerine geçer. 

Verem hastalığı çoğunlukla yetişkin bireyleri etkiler. Ancak, tüm yaş grupları risk altındadır. HIV taşıyan, yetersiz beslenen veya diyabetli insanlar gibi bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerin yanı sıra tütün kullanan bireylerin hasta olma riski daha yüksektir.

Eğer uygun tedavi uygulanmazsa, vereme yakalanmış, ancak başka tıbbi sorunları olmayan bireylerin yaklaşık % 45'i ve HIV gibi bağışıklık sistemi hastalığı bulunan bireylerin neredeyse tamamı hayatını kaybedecektir.

Verem Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

İnsan vücudu verem hastalığına neden olan bakterileri barındırsa da, bağışıklık sistemi genellikle aktif olarak hasta olmayı engelleyebilir. Bu nedenle tıp uzmanları verem hastalığının aktiflik durumuna dayanarak bir ayrım yapar. 

Latent verem hastalığı, yani gizli verem hastalığı durumunda, bireyde bir verem hastalığı bakterilerinden kaynaklanan bir enfeksiyon vardır. Ancak bakteriler vücutta aktif olmayan bir durumda kalırlar ve belirtilere ya da semptomlara neden olmazlar.

Gizli verem hastalığı yani TB enfeksiyonu bulaşıcı değildir. Ancak zaman içinde gizli veremden aktif verem hastalığına dönüşebilir. Bu nedenle tedavi gizli verem hastalığı olan bireyler için de verem hastalığının tedavi edilmesi, hastalığın yayılmasını kontrol etmeye yardımcı olmak için önemlidir.

Yapılan araştırmalardan elde edilen tahminlere göre dünya üzerinde yaklaşık 2 milyar insanda gizli verem hastalığı vardır. Latent verem hastalığının kolaylıkla anlaşılmasını sağlayacak belirgin bir semptomu yoktur.

Aktif verem hastalığı durumunda ise TB bakterileri aktif durumdadır ve enfekte ettikleri bireyleri hasta ederler. Bu durumdaki bireyler hastalığı çevrelerindeki kişilere yayabilir. Verem hastalığı, TB bakterileri ile enfekte olduktan sonraki birkaç hafta içerisinde ya da yıllar sonra ortaya çıkabilir. 

Aktif verem hastalığının belirtileri ve semptomları arasında üç haftadan daha fazla devam eden öksürük, kan öksürme, göğüs ağrısı, nefes alırken ağrı, öksürürken ağrı, yorgunluk, ateş, gece terlemeleri, titreme nöbetleri, iştah kaybı, istemsiz kilo verme bulunur.

Tedavisi olmadan tüberküloz ölümcül olabilir. Tedavi edilmeyen aktif verem hastalığı genellikle akciğerleri etkiler, ancak kan dolaşımına geçmesi durumunda, damar yoluyla böbrekler, omurga ve beyin gibi vücudun diğer organlarına yayılabilir. Enfekte olan organa göre farklı belirti ve semptomlar ortaya çıkabilir. 

Omurga tüberkülozu sırt ağrısına ve sertliğe neden olabilir. Tüberküloz artrit ise genellikle kalçalar ile dizleri etkiler ve eklem hasarına yol açar. 

Beyne ulaşan tüberküloz bakterileri menenjite, yani beyni kaplayan zarın şişmesine neden olabilir. Bu haftalarca devam eden aralıklı veya kalıcı bir baş ağrısına neden olabilir. Şişme aynı zamanda zihinsel yetilerde değişikliklere de yol açabilir. 

Böbrek tüberkülozu ise idrarda kana neden olabilir. Karaciğer de böbrekler gibi kan dolaşımındaki atıkları ve kirleri filtre etmeye yardımcı olur ve tüberkülozdan etkilenirse bu işlevi bozulur. 

Çok nadir vakalarda tüberküloz kalbi çevreleyen dokulara bulaşabilir, bu da kalbin kanı düzgün bir şekilde pompalamasını engelleyecek iltihap ve sıvı toplanmalarına neden olabilir. Kalp tamponadı ya da perikardiyal tamponad adı verilen bu durum ölümcül olabilir.

Verem Hastalığının Yayılması Nasıl Önlenir?

Verem hastalığının daha yaygın olduğu ülkelerde bebekler, çocuklarda şiddetli verem hastalığını engelleyebileceği için, genellikle basil Calmette-Guerin (BCG) aşısı, yani verem aşısı ile aşılanır.

Ülkemizde Genişletilmiş Bağışıklama Programı çerçevesinde doğumdan 2 ay sonra yani 3. ayın içinde BCG aşısı yapılması önerilir. Bireylerde hayat boyu sadece bir kez BCG aşısı kullanılması öngörülmüştür. Eğer bebekler 3. ayını bitirmişse veya daha büyükse verem aşısı yapılmadan önce Tüberkülin deri testi yani PPD testi yapılarak sonuç değerlendirilir.

BCG aşısı yapılmış çocuklara aynı aşı tekrar yapılmaz. Bu aşı ile aşılanmamış çocuklarda ise 6 yaşından sonra BCG aşısı önerilmemektedir, çünkü aşı yaş ilerledikçe etkinliğini yitirmektedir.

Eğer bir birey yapılan testlerde gizli verem hastalığı enfeksiyonu için pozitif sonuç verirse, doktor aktif tüberküloz geliştirme riskini azaltmak için ilaç kullanımını önerebilir. Bulaşıcı olan tek tüberküloz tipi, aktif olan ve akciğerleri etkileyen tiptir. Dolayısıyla gizli verem hastalığının aktifleşmesi önlenirse, hastalık başkalarına bulaştırılmaz. 

Aktif verem hastalığı durumunda, verem ilaçlarını kullanmaya başlamanın ardından bir kaç hafta içinde hastalığın bulaşıcılığı geçer. Bireyler ailelerinin ve arkadaşlarının hastalanmasını önlemek için birkaç basit önlem alabilir. 

Verem hastalığının yayılmasını önlemek için alınacak önlemlerden ilki evde kalmaktır. Doktorun tavsiye ettiği süre boyunca işe, okula gidilmemeli, başkalarıyla aynı odada uyunmamalıdır.

Kalınan odalar mutlaka havalandırılmalıdır. Verem mikropları kendi başlarına hareket edemezler, bu yüzden havanın çok hareket etmediği küçük kapalı alanlarda daha kolay bulaşırlar.

Dışarısı çok soğuk olmadığı sürece pencereleri açıp, içerideki havayı bir vantilatör ile dışarı yönlendirmek etkili olacaktır. Gülünce, hapşırınca, veya öksürünce ağzı bir mendil ile örtmek gereklidir.

Kirlenen mendilleri ayrı bir torbaya koyup, torbayı bağladıktan sonra ayrıca atmak gereklidir. Hastalığın tedavisinin ilk üç haftasında başkalarının yanındayken cerrahi maske takmak bulaşma riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

İlaçların tamamını eksiksiz bir şekilde kullanmak, bireyin kendisini ve kendinizi ve başkalarını verem hastalığında korumak için atabileceği en önemli adımdır. Erken bırakılan veya doz atlanan tedavi süreçleri, verem hastalığına neden olan bakterilere en güçlü verem hastalığı ilaçlarına karşı bile hayatta kalmalarını sağlayan mutasyonlar geliştirme şansını verir. Ortaya çıkan ilaca dirençli suşlar çok daha ölümcül ve tedavisi zordur.

Kayıt Tarihi: 29.12.2023        Görüntülenme: 877